Tarih 31 Aralık 1985 Salı. Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi ilçemiz
içinde yeni bir yıla girmenin sevinci kaplıydı herkes de. Sabah erken saatte
uyananlar Tercüman, Son Havadis, Hürriyet ve Milliyet gazetelerini almış
okurken bir yandan da gazetenin verdiği televizyon programında akşam hangi
sanatçılarla yeni yıla gireceklerinin telaşı içindeydi. Çünkü yılbaşlarında
yasaklı sanatçılar bile televizyonlarda olurdu. Akşam ne yapacaksın dendiğinde
PTT denirdi. Neydi bu? Pijama, Terlik, Televizyon.
Baba işten çıkmış çocukların okulları bitmiş anne de yemek yapmaya başlamıştır. En güzel yemek takımları çıktığı gecede VİM ile yıkanmış tabaklar deterjana kokardı. Reklamlarda yeni gördüğü Knorr tavuk bulyonu kullanmayı bilmeyen kim bilir kaç bayan tekrarlamıştı yemek yapmayı, kocası eve gelmeden. Akşam yemeğini bitiren hanımın telaşı, eve bir şeyler alabilen babanın mutluluğu, çocukların dünyayı umursamaz tavırlarıyla yemeğe başlama saati gelmiştir. Kahkahalar, sonu gelmeyen muhabbetler, babanın evine verdiği huzuru gördüğünde içine akıttığı mutluluk gözyaşları.
Evet artık yılbaşı programı gazetenin mıncık mıncık edilmiş sayfalarından kopartılıp ele alınmıştır. TRT1 ve TRT2’nin Yayınları ellerde program akışı genelde şu şekildeydi.
Saat 18:30 Haberler. Saat 20:00 Erol Evgin ve Nukhet Duru’ nun Yılbaşı açılış Konuşmaları. Saat 20:00 TRT sanatçılarının konserleri. Saat 22:00 Komedi ve Güldürü. Saat 24:00 Yılbaşı Özel Çekilişi. Saat 02:00’den sonra Dünya’dan Yılbaşı manzaraları…
Haberler bitmiş, yemekler yenmiş ve koltuklara oturulup çaylar demlenmiştir artık. Kayahan, Zerrin Özer, Nilüfer, Orhan Gencebay, Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Gönül Yazar, Barış Manço, Arif Sağ, Samime Sanay, Selami Şahin ve niceleri şarkılarını söylemeye başlamıştı. Evde aile coşmuştur artık. Bütün yılın yorgunluğu atılacak denir ya yarısından fazlası atılmış yarısının atılması içinde az bir zaman kalmıştır. Şarkılara ara verildiği zaman genelde ya Şener Şen ya da Erol Günaydın ile İsmet Ay ikilisinin skeçleri başlar herkes kırılırdı gülmekten. Evin küçük çocuğu yatağına yatırıldığı sırada 1985 yılı’nın Annesi seçilen Adile Naşit Televizyonda Türkiye’ye seslenmiş ‘o güzel yanaklarınızdan Öperim canlarım benim’ kelimeleriyle konuşmasını bitirdiğinde Küçük Çocuk huysuzda olsa uyumuştur.
Ve o büyük an. Yılın yorgunluğunun kalan yarısının atılma anı gelmişti. Zeki Müren’ den boşalan sahnede orkestranın darbukacısı daha sert vurmaya başlamış Ritimler hızlanmıştır. Perde aralanmış sahneye Nesrin Topkapı çıkmıştır. Aman Allah’ ım O ne güzel rakslar o ne güzel hareketlerdi. İlk 1981 yılında TRT ye çıktığında tartışmalar bitmek bilmemişti. Ama kimin umurun da ki gözler televizyondan alınamıyordu. Evin büyük abisi öksüren kardeşine bakmak zorunda kalmış O arada da Milli Piyango biletini alıp odaya getirmiş son yılbaşı eğlencesi beklenmeye başlanmıştı. Eldeki çekirdekler bırakılmış, gözlükler takılmış, kendine çeki düzen verilip televizyona odaklanılmıştı. Sahnede kaldığı 4 dakika boyunca nefes alışverişler bile düzene sokulmuştu. Bitmemeliydi yılbaşı bu şekilde sürekli sürüp gitmeliydi ki Milli piyango idaresine canlı bağlantı bir anda dünyalarını karartmıştı izleyenlerin. Tüh be yine milyonları kazanamamanın üzüntüsü kaplamıştı içlerini. Dünyadan yılbaşı manzaralarının izlenmesi esnasında yorgunluk bastırmış yatma hazırlıkları yapılırken evin küçük çocuğu ağlayarak odaya gelmiş tam yorgunluktan bayılan gözler tekrar açılmaya başlanmıştı. Evdeki öksürük şurubu fayda etmemiş, kaynatılan ıhlamur tesir etmemişti. Sırta bal sürülüp bekletilmiş ılık duş yaptırılmış ama nafileydi.
Daha gözünü uyku için kapatmayan ailenin tek çaresi hastane kalmıştı. Sabahın ilk aydınlığında taksi çağırılıp Hastaneye varıldığında gördüklerine inanamamıştı aileler. Hastane de onlarca çocuk vardı. Bazıları ailesinin kucağında bazıları yataklarda yatıyordu. Sayı gittikçe artıyordu ve tansiyon yükselmeye başlamıştı. Personel yetersizliğini görenler homurdanmaya başlamış taşkınlık yapanlar olmuştu. Hastane yönetimi yetersizliğini 50’ye yakın çocuğu Çorlu Devlet Hastanesine sevk ettiğinde anlamıştı. Toplamda 117 olan hasta sayısını karşılamak için biri çocuk doktoru biri de dahiliye uzmanı gönderildiği halde yetersiz kalınıyordu. Ayakta tedavi gören çocukların eve gönderildiği sıralarda 0-2 yaş arası 3 çocuk hayatını kaybetmişti bile.
Saray’da yaşayanlar çocuklarıyla beraber akın akın Saray Devlet Hastanesine geliyorlardı. İçme suyu zehirlenmesi olarak teşhis konulduğu halde hiç yetişkinin rahatsızlanmaması da dikkatlerden kaçmıyordu. Tekirdağ Sosyal ve Sağlık Yardım Müdürü Doktor Fahri Eriş’ olayın bağırsak enfeksiyonu ile ilgili olmadığını uzman ekipten öğrendiğini, halkın bu konuda sıkıntı yaşamaması gerektiğini’ söylediği halde kimse sakinleşmiyordu. Tek umut daha fazla kaybın yaşanmamasıydı. Aileler elinden geldiğince çocuklarının rahatlığı, doktorlarda sağlığı için canla başla savaşarak umulduğu gibi daha fazla kaybın olmasını önlediler. Ulusal medyada ve haber programlarında günlerce ilçemizin adı duyulmuş önlemler alınması için uyarılar yapılmıştı. Saray’da da Klorlama cihazı kontrol edilip içme suyuna kireç kaymağı karıştırılarak önlemler alınmıştı.
Anneler üzgün Babalar yorgundu. Yılbaşı eğlencesi boğazlarında kalmış yorgunluk atacağız derken daha da yorgunluk çökmüştü. İyileşenler sevinçli, yatağa düşenler umutlu kaybı olanlar acılıydı. 1986 yılı iyi başlamamış iyi devam etmeyecek düşüncesi herkese hakim olmuştu.
Baba işten çıkmış çocukların okulları bitmiş anne de yemek yapmaya başlamıştır. En güzel yemek takımları çıktığı gecede VİM ile yıkanmış tabaklar deterjana kokardı. Reklamlarda yeni gördüğü Knorr tavuk bulyonu kullanmayı bilmeyen kim bilir kaç bayan tekrarlamıştı yemek yapmayı, kocası eve gelmeden. Akşam yemeğini bitiren hanımın telaşı, eve bir şeyler alabilen babanın mutluluğu, çocukların dünyayı umursamaz tavırlarıyla yemeğe başlama saati gelmiştir. Kahkahalar, sonu gelmeyen muhabbetler, babanın evine verdiği huzuru gördüğünde içine akıttığı mutluluk gözyaşları.
Evet artık yılbaşı programı gazetenin mıncık mıncık edilmiş sayfalarından kopartılıp ele alınmıştır. TRT1 ve TRT2’nin Yayınları ellerde program akışı genelde şu şekildeydi.
Saat 18:30 Haberler. Saat 20:00 Erol Evgin ve Nukhet Duru’ nun Yılbaşı açılış Konuşmaları. Saat 20:00 TRT sanatçılarının konserleri. Saat 22:00 Komedi ve Güldürü. Saat 24:00 Yılbaşı Özel Çekilişi. Saat 02:00’den sonra Dünya’dan Yılbaşı manzaraları…
Haberler bitmiş, yemekler yenmiş ve koltuklara oturulup çaylar demlenmiştir artık. Kayahan, Zerrin Özer, Nilüfer, Orhan Gencebay, Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Gönül Yazar, Barış Manço, Arif Sağ, Samime Sanay, Selami Şahin ve niceleri şarkılarını söylemeye başlamıştı. Evde aile coşmuştur artık. Bütün yılın yorgunluğu atılacak denir ya yarısından fazlası atılmış yarısının atılması içinde az bir zaman kalmıştır. Şarkılara ara verildiği zaman genelde ya Şener Şen ya da Erol Günaydın ile İsmet Ay ikilisinin skeçleri başlar herkes kırılırdı gülmekten. Evin küçük çocuğu yatağına yatırıldığı sırada 1985 yılı’nın Annesi seçilen Adile Naşit Televizyonda Türkiye’ye seslenmiş ‘o güzel yanaklarınızdan Öperim canlarım benim’ kelimeleriyle konuşmasını bitirdiğinde Küçük Çocuk huysuzda olsa uyumuştur.
Ve o büyük an. Yılın yorgunluğunun kalan yarısının atılma anı gelmişti. Zeki Müren’ den boşalan sahnede orkestranın darbukacısı daha sert vurmaya başlamış Ritimler hızlanmıştır. Perde aralanmış sahneye Nesrin Topkapı çıkmıştır. Aman Allah’ ım O ne güzel rakslar o ne güzel hareketlerdi. İlk 1981 yılında TRT ye çıktığında tartışmalar bitmek bilmemişti. Ama kimin umurun da ki gözler televizyondan alınamıyordu. Evin büyük abisi öksüren kardeşine bakmak zorunda kalmış O arada da Milli Piyango biletini alıp odaya getirmiş son yılbaşı eğlencesi beklenmeye başlanmıştı. Eldeki çekirdekler bırakılmış, gözlükler takılmış, kendine çeki düzen verilip televizyona odaklanılmıştı. Sahnede kaldığı 4 dakika boyunca nefes alışverişler bile düzene sokulmuştu. Bitmemeliydi yılbaşı bu şekilde sürekli sürüp gitmeliydi ki Milli piyango idaresine canlı bağlantı bir anda dünyalarını karartmıştı izleyenlerin. Tüh be yine milyonları kazanamamanın üzüntüsü kaplamıştı içlerini. Dünyadan yılbaşı manzaralarının izlenmesi esnasında yorgunluk bastırmış yatma hazırlıkları yapılırken evin küçük çocuğu ağlayarak odaya gelmiş tam yorgunluktan bayılan gözler tekrar açılmaya başlanmıştı. Evdeki öksürük şurubu fayda etmemiş, kaynatılan ıhlamur tesir etmemişti. Sırta bal sürülüp bekletilmiş ılık duş yaptırılmış ama nafileydi.
Daha gözünü uyku için kapatmayan ailenin tek çaresi hastane kalmıştı. Sabahın ilk aydınlığında taksi çağırılıp Hastaneye varıldığında gördüklerine inanamamıştı aileler. Hastane de onlarca çocuk vardı. Bazıları ailesinin kucağında bazıları yataklarda yatıyordu. Sayı gittikçe artıyordu ve tansiyon yükselmeye başlamıştı. Personel yetersizliğini görenler homurdanmaya başlamış taşkınlık yapanlar olmuştu. Hastane yönetimi yetersizliğini 50’ye yakın çocuğu Çorlu Devlet Hastanesine sevk ettiğinde anlamıştı. Toplamda 117 olan hasta sayısını karşılamak için biri çocuk doktoru biri de dahiliye uzmanı gönderildiği halde yetersiz kalınıyordu. Ayakta tedavi gören çocukların eve gönderildiği sıralarda 0-2 yaş arası 3 çocuk hayatını kaybetmişti bile.
Saray’da yaşayanlar çocuklarıyla beraber akın akın Saray Devlet Hastanesine geliyorlardı. İçme suyu zehirlenmesi olarak teşhis konulduğu halde hiç yetişkinin rahatsızlanmaması da dikkatlerden kaçmıyordu. Tekirdağ Sosyal ve Sağlık Yardım Müdürü Doktor Fahri Eriş’ olayın bağırsak enfeksiyonu ile ilgili olmadığını uzman ekipten öğrendiğini, halkın bu konuda sıkıntı yaşamaması gerektiğini’ söylediği halde kimse sakinleşmiyordu. Tek umut daha fazla kaybın yaşanmamasıydı. Aileler elinden geldiğince çocuklarının rahatlığı, doktorlarda sağlığı için canla başla savaşarak umulduğu gibi daha fazla kaybın olmasını önlediler. Ulusal medyada ve haber programlarında günlerce ilçemizin adı duyulmuş önlemler alınması için uyarılar yapılmıştı. Saray’da da Klorlama cihazı kontrol edilip içme suyuna kireç kaymağı karıştırılarak önlemler alınmıştı.
Anneler üzgün Babalar yorgundu. Yılbaşı eğlencesi boğazlarında kalmış yorgunluk atacağız derken daha da yorgunluk çökmüştü. İyileşenler sevinçli, yatağa düşenler umutlu kaybı olanlar acılıydı. 1986 yılı iyi başlamamış iyi devam etmeyecek düşüncesi herkese hakim olmuştu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder