Niye bizler mezarlıklardan hep
korkmuşuzdur anlamış değilim. Her gün pembe gömleğinin üzerine attığı kazakla,
elinde ki gazetede CUMHUR yazısı gözüken Hamit Erkiş ordayken. Ya da yıllarca
beklediği belediyeye hiçbir zarar verdirmemiş Adnan Çavdarlı hele orda da
bekliyorsa sevdiklerimizin güvenliği için. Düşünün yaşarken kimseye zararı
olmayan Hayrettin Efe kime ne zarar verebilir ki toprak altında. Bir tarafta
Remzi Köylüoğlu biraz ilerisinde Savaş Yurttaş... Neyin hesabını yapamazlarda
hepimiz bir hesaplar içerisindeyiz. Bırakın arkadaşlar ölülerimizden korkmayı.
Yaşayanlardan korkun yaşayanlardan... Hayata gözünü yummuşları sayesinde refah
içinde yaşayanların aile mezarlıklarını gidin görün. Gidin bakalım fabrikadan
gelmeye bile zor zaman bulan ama vefasını toprak temizlemeyle bile göstermeye
çalışan asgari ücretli birinin aile mezarlığına toz bulamazsın toz havada
uçuşan.
Biz ne ara bu kadar vefasız olduk ne ara bu kadar acımasız olduk niye örnek almıyoruz eski insanlarımızı. Mesela hastane yapımı için elindeki küçük not defteriyle bağış toplayan Mehmet Ergin gibi neden olmuyoruz bir kuruşu boğazından geçmesin diye kuruşları bile not tutan. Neden para biriktirmek yerine sadece yalansız gözüktüğümüz tek şey olan fotoğrafları biriktiren Yusuf asıl gibi olmayız. Neden İbrim dede gibi cenaze evlerinde hizmet etmeyiz de arkadaşlarımızla aramıza fitne fesat sokamayacağız diye ödümüz kopar.
İstemiyorum yahu sizin yalan dünyanızı. Ben Şeref amca Fikret Ağabey,Ahmet hocam ve Sandalyeci Ahmet ile bu yılları sanki bir film gibi izlemek istiyorum Yeni Sinemada. Ulan inşallah böle bir yaşam olmaz ileriki yıllarda diyerek. Az kaldı sonunun gelmesine. Birazdan da biter zaten. Saatte geç oldu zaten sabah erken kalkacağım. Ayaşpaşa mezarlığına gitmem gerek. Küçük bir şişe su lazım bir de keser. Ha şunu da bilin isterim. Keser döner sap döner gün gelir devran döner.
Biz ne ara bu kadar vefasız olduk ne ara bu kadar acımasız olduk niye örnek almıyoruz eski insanlarımızı. Mesela hastane yapımı için elindeki küçük not defteriyle bağış toplayan Mehmet Ergin gibi neden olmuyoruz bir kuruşu boğazından geçmesin diye kuruşları bile not tutan. Neden para biriktirmek yerine sadece yalansız gözüktüğümüz tek şey olan fotoğrafları biriktiren Yusuf asıl gibi olmayız. Neden İbrim dede gibi cenaze evlerinde hizmet etmeyiz de arkadaşlarımızla aramıza fitne fesat sokamayacağız diye ödümüz kopar.
İstemiyorum yahu sizin yalan dünyanızı. Ben Şeref amca Fikret Ağabey,Ahmet hocam ve Sandalyeci Ahmet ile bu yılları sanki bir film gibi izlemek istiyorum Yeni Sinemada. Ulan inşallah böle bir yaşam olmaz ileriki yıllarda diyerek. Az kaldı sonunun gelmesine. Birazdan da biter zaten. Saatte geç oldu zaten sabah erken kalkacağım. Ayaşpaşa mezarlığına gitmem gerek. Küçük bir şişe su lazım bir de keser. Ha şunu da bilin isterim. Keser döner sap döner gün gelir devran döner.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder