Kösebüvetüstü,Ergene
deresi,Karaçalılık,Sultantepe,Mezarlık,Kurban tepe,Köyiçi,Dut arpalığı,Arkondu
pınarı,Maltepe,Çoban pınarı,Karaağaç,Güneşkaya,Sepetçiiğreği,Tahirefendi
korusu,Rum bağları,Midye yolu,Kavakdeğirmeni,Bakacak yolu, Marmaracık, Kemerbuzağılık,
Liman alanı,Köy civarı,Koca elma,Söğüt tarla,Çerkez mezarlığı,Kiremit tarla,Gürgen
kışla, Aytanın mekanı,Gayikalan,Kirazlı mekan,Derviş çayırı,Sırtarla,Kurcadere,Yetim
kışla, Demirkapı,Değirmendere,İbrahimağanın kışlası,Hacının eriği, Kızılağaç, Kışlaaltı,
Yalıyolu, Yanıklık, Menteşe dere,Bağlar arkası, Kabaağaçlar, Ortabayır, Ortayolaltı,
Kömürcüyolu, Kumtepe,Kuştepe,Kartaltepe,Yatsı geçit, Üsküdarbaba, Kumardere, Bağlar,Saraysırtı,
Praznalık,Keçikışlası,Dokuzun göl,Bağlar arkası,Kabalık
sırtı,Kocagöl,Kasımereği,Eski bağlık, Tepecivarı,Adaiçi,Cerenler bayırı,İlandere,Palamut
dere,Kışla,Cabaz tepe, Eski bostanlık, Dorukağıl,Dere alçağı,Kurtdere
çatağı,Gölge söğüt,Hacıoğlu tepesi, Ana dere, Babadağlı, Soğanlık, Mahalle
kenarı….
Sıkıldığınızın farkındayım ama 25
mahalleden mevki bulmak kolay olmadı. Tabi hepsinden bulabildiysem. Ama eğer sıkılmayıp
okuduysanız buralar Saray’ın civarındaki tarlaların mevkileri. Yani tam olarak
şöyle söylesem yanlış olmaz. Hani siyasetçilerden birinin ünlü bir sözü
var.’parsel parsel satış’ diye. Bu anlatmak istediğim şeyi tamda özetliyor.
Yukarıda sayılı tüm tarla, arsa,
bağ-bahçe belki de bir zamanlar bizlerin
yerleriydi. Hazır yiyici bir toplum olarak hep tüketme yolunu seçtiğimiz için
hiçbirini elimizde tutamamışız. Ondandır bu isimleri ilk kez duyuşumuz.
Ne yapmışız?
Kimse kusura bakmasın ama parsel
parsel satmışız. Dedemizden kalmış satmışız, nenemizden kalmış satmışız, miras
kalmış satmışız, lazım olmuş satmışız, ucuza almış biraz pahalısına satmışız.
Doymamışız oturduğumuz yeri satmışız, kiraya çıkmışız kredi çekip ev almışız,
ödeyememişiz hacizlik olmuşuz…
Ama alan
daraldıkça satmaya yer kalmadıkça küçük dünyamıza dönüp elimizde kalanlarla
uğraşmaya başlamışız.
Ne mi yapmışız?
Dükkanımız kapanmış karşı esnafı
şikayet etmişiz, elektriğimiz kesilmiş komşumuzu ispiyonlamışız, azcık para
kazanan dostun işine göz koyup aynısını açmışız, onun alacağını düşündüğümüz
her şeye ondan önce sahip olup üstünlük kurmaya çalışmışız, başarılı olmuş alaşağı
etmek için uğraşmışız, kazanmış haram demişiz, kaybetmiş sevinmişiz, batmış
gülmüşüz elinden tutacağız diye ödümüz kopmuş.
Küstürmüşüz, kızdırmışız, kırmışız, üzmüşüz,
iftira atmışız, yalnız kalmışız. Alanımız daha da daralmış.
Ne mi yapmışız?
Ağabeyimize fesatlık, kardeşimize
hasetlik, akrabamıza yalancılık, eşimize kıskançlık yapmışız. Ailemizi
dağıttığımızın farkına vardığımızda onlar da dâhil yanımızda kimse kalmadığını
anladığımızda daralan alanda tek başımıza kalmışız.
Ve bir bakmışız ki kendimizle iç
savaş halindeyiz. İşe yaramaz, gereksiz ve faydasız hisseder olmuşuz kendimizi.
Bir servetin bir ailede 30 yıl kaldığı varsayılıyorsa eğer koskoca 30 senemiz
böylelikle heba olmuş. Geriye dönüp baktığımızda kimsenin işine yarayacak bir
şey yapmamışız.
Ne mi yapmalıyız?
Eğer hala
yaşıyorsak, bir şeyler yapabilecek gücümüz varsa, adımızın iyilikle anılmasını
istiyorsak ve bir eser bırakmak istiyorsak ölmeden önce, en azından ardımızda
kalanlara temiz bir soy adı bırakmak için sonuna kadar elimizde olan her
şeyimize sahip çıkmalıyız. İlk önce namus ve şerefimiz olmak üzere…