Hakkımda

Fotoğrafım
25.04.1986 tarihinde Tekirdağ’ın Saray İlçesinde sabaha karşı 04:00 sularında dünyaya gelmişim. Ailemin 2. Çocuğuyum. İlkokul 1. Sınıfın ilk dönemini Çatalca ilçesine bağlı Karamandere Köyün’de ikinci dönemini de Saray İlçesinin Güngörmez mahallesinde okudum. 2.sınıf ve mezun olana kadar(1996) Saray Cengiz Topel İlkokulunda okudum.2000 yılında Atatürk Ortaokulundan,2004 yılında da daha sonra ismi Mustafa Elmas Arıcı Anadolu Lisesi(MEAAL) olan Saray Anadolu Lisesi’nden(SAL) mezun oldum.İlk yıl kazanamadığım üniversiteye 2006 yılında kendi imkanlarımda dershane parası vererek 4 aylık çalışmayla Süleyman Demirel Üniversitesi(SDÜ)Gönen Meslek Yüksek Okulunu Büro Yönetimi ve Sekreterlik Bölümünü kazandım.Yarım dönem uzatmak zorunda kaldığım SDÜ’den 2009 yılında mezun oldum ve Anadolu Üniversitesi İktisat fakültesine İktisat Bölümüne aynı yıl kaydımı yaptırıp 2012 yılında 4 yıllık diploma sahibi oldum. Şu an halen Açıköğretim Üniversitesi ikinci üniversite kapsamında Laborant Sağlık ve Veteriner Sağlık okumaktayım.

17 Kasım 2016 Perşembe

VAR MISIN YOK MUSUN

En eskisi 1933 yılına ait aşağı yukarı elimde elli adet Saray fotoğrafı bulunmasına rağmen hala yerini kulaktan duyduğum, ya da dilden dile anlatılan yerler olduğunu biliyorum. Bazıları bizler hayatta yokken yıkılmış bazıları biz daha mahalleden dışarı çıkamayacak kadar küçük çocuk olduğumuzda kaybolmuş bazılarını da  biz fark etmemişiz. Yazmadan edemeyeceğim bu yerleri. Aslında amaç hem o yerleri zihinlerde hatırlatıp beyin jimnastiği yaptırmak hem de bu yazıyı okuyup elinde o yerlerin fotoğrafları olanlardan ödünç olarak almak.
            İlk önce aklıma gelen ve aslında sarayda muhakkak olmasını düşündüğüm sokak çeşmesi. Hani genelde çeşmenin yanlarında zincirle bağlı bakır bardağı bulunan bazılarında nokta noktanın hayratıdır yazan, yazın buz gibi akan suyu olan çeşmeler. Bizim aslında bir çeşmemiz varmış. Kaç yılında yıkılmış, yıkılmamışsa nereye götürülmüş, yıkılmışsa neden sahip çıkılmamış dediğim şu anki Özel Başarı Kursu’nun ve altında Şaşkın Pazar’ın bulunduğu üniversitenin çaprazındaki alan. Boş bir arazi iken ve balık pazarı olarak kullanılırken orada bir çeşme varmış ama maalesef artık yok.
            İkincisi ise şu an yerinde yeni bir havuz olan Bilecen alışveriş merkezinin hemen önündeki alanda bulunan saat. Hayal meyal hatırlıyorum ince bir demirden direği olan aşırı bir rüzgârda sallanmaya başlayan pekte sağlam olmayan bu saate ne oldu. Neden kaldırıldı veya yenisi yapılıp konulamaz mıydı? Belki birilerinde o saatin ve anılarının olduğu bir fotoğraf vardır ve ulaştırır bizlere.
            Çete’nin havuzu hatırlarsınız çoğunuz. Cumhuriyet fırınının hemen yanında yeni yapılan hastaneye inerken. Daha düne kadar kare duvarları olan at arabalarının ve ineklerin su içerken çocukların beyaz külotlarıyla içine girdiği havuz. Sadece elimde bir adet fotoğrafı var ama çoğumuzda onlarca hatırası.
            İlçe merkezinin içinde otogar girişinin sağ tarafında şu anki Zabıta kulübesinin olduğu yerde bulunan gazeteci. O zamanki dergi ve gazete satışı yapılan tek yer. Birçoğumuzun da gazeteye sarılmış dergileri alırken hatırladığımız mavi renkteki kulübe. Biriside çıksın desin ki benim orada çekilmiş fotoğrafım var al bak tam olarak burası.
            Yeni mahalleli herkesin hatırlayacağı bir yer vardır. Artık mahalleli o kadar sıkılmıştır ki havuzun içine atılan taşları toplamaya küfür etmek, dayak atmak yerine o muzip çocuklara şunu yazmışlardı dondurmacı bahtiyarın yan tarafındaki havuza ‘terbiyeli çocuk havuza taş atmaz’.
            Belediyenin  arka tarafında bulunan sokağa sırayla çekilmiş at arabalarını hatırlıyorum mesela ilkokul yıllarımdan. O zamanın şartlarında odunumuzu, kömürümüzü, eşyamızı taşıyan boyunlarında saman yemeleri için çuval arkalarında da caddelere düşmesin diye içine dışkılarını yaptığı bir başka çuval. Var mı hatırlayan. Yok değil mi? Hepimiz hatırlıyoruz.
            Şu an ki Halk bankasının yanındaki apartman yapılmadan önce orada bulunan evin bahçesindeki garajında eski bir araba vardı. Boyumuz yetmezdi onu görmek için ama zıplayarak orda olduğunu görürdük. Eski araba dediysem bir şahin, serçe yada lada değil. Bildiğin bizim deyişimizle Atatürk zamanı arabalarından. Kimindi bu araba? Nereye gitti? Hala duruyor olabilir mi?
            Yazmak için belki çok erken ama şu an ilkokulda okuyan çocukların çoğunun hatırlamayacağı bir yer daha var. Belediye Parkı’nın Gonce Büfe tarafında bulunan köşesinde yer alan havuz. Bazen fıskiyeyle şu fışkırtılan bazen ışıklandırılıp saraya renk katan kollarımızı nereye kadar değecek diye ellerimizi soktuğumuz o havuzda yok artık. Havuz demişken birde hemen onun önünde yassı bir şekilde duran ağaç vardı. Parktaki yeşilliklerde yürümeye başlayan her çocuğun emekleyerekte olsa çıkmaya çalıştığı o ağacı hatırlayan kaç kişiyiz.
            Park fırın’ın ve Ahmet Bey köftecisi’nin karşısındaki kaldırımın heykel tarafında üç adet telefon kulübesi vardı. Sanırım yenilenmeden önce jetonla çalışıp son zamanlarında genelde askerlerin kartlı olarak kullandığı kulübeler. Acaba bu hizmet verilmiyor mu hala. Ve veriliyorsa bu yazıyı okuyanlar bir zahmet girişimde bulunup birkaç adet nostalji de olsa onlardan  taktırabilirler mi?
            Onuncusu ve sonuncusu Halk Evi. Kız akşam Okulu olaraktan kullanıldığı söylenen tam şu anki Belediye binasının yanında bulunan yapı. Ne oldu ona? Kim yıktı? Yıkarken hangi gerekçeyi gösterdiler. İnanın çok merak ediyorum.

            Tabiki de günümüz koşullarında bazılarının hiç değeri olmadığını düşündüğü bu yerlerin artık olmayışı bende eksiklikler yaratıyor doğrusu. Hiç bilmemek ya da orada olduklarını duymamak var olduklarını bilipte yerlerinde görememekten daha iyiydi. Şimdi düşünüyorum o yerleri de acaba oralar gerçekten var mıydı yok muydu?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder