Çaylar benden. Benden. Hayır benden. Ooop çaylar benden.
Benden. Bi dakka bu meseleyi çözelim. Bir atışma yapsınlar kim kazanırsa
çayları o söylesin.
Hatırladınız di mi çiçek Abbas’la Şakir’in atışmasını.
-Aşıksan vur saza şoförsen bas gaza
-Sevene can feda sevmeyene elveda
-Sen batan bir güneş ben yollarda çilekeş
-Şoförün bahtı kara muavinim
gönlü yara
-Gaz fren şanzuman halin duman
-Sev beni seveyim seni
-Aşk bir otobüstür binmesini bilmeli
-Son durağa gelince inmesini bilmeli
…
Ne
güzel bir atışmadır o. Birisi mutlaka kazanacaktır. Çünkü aşık atışmalarında
öyle olur. 3 bölümden oluşan atışmalarda önce merhabalaşma vardı, daha sonra
aşıklar ustalarından alıntılar yaparlar ve son bölüme de tekemmül denir. Yani
aşıklar serbestçe atışıp üstünlük sağlamaya çalışırlar.
Örnekleri çoğaltabiliriz. Mesela Cem Yılmaz ile Şahan Gökbakar’ın
Nasrettin hoca atışması. Melih Gökçek ile Ahmet Hakan’ın şokella atışması. Ha Candan
Ercetin ile Beyaz’ın şarkı atışmalarını da unutmamak lazım çalgılı çengili. Sanırım
ya ben çok fazla okuyamadığım için ya da gerçekten olmadığı için edebiyat
dünyasından pek böyle haberler duydum diyemem.
Hiçbir
zaman kendimi böyle konularda övmem hele edebiyatla kendimi kolay kolay
bağdaştırmam ama bende bi atışayım dedim.Hakkım değil belki hatta belki usta
denebilecek seviyede bile olabilir bana göre ama kendimi buluyorum onda ne
yalan söyleyeyim. Üstelik kendisinin 34 yaşında iki kitap yazmasına rağmen
birkaç parça müsvedde kağıdımla savaş açıyorum onaJ. Kendisi Trakyalı. Ortak
yönlerimiz çok o AÖF işletme mezunu ben AÖF
İktisat mezunu. O da Trakya’yı seviyor bende seviyorum. O da eskilere
dair şeyler yazıyor bende. Ama onun kitabı var benim yok.(Belki bu bahaneyle
imzalı kitaplarını gönderir.) Birde
darbuka çalıyor, benim çaldığımı da tüm arkadaşlarım bilir. Çok uzak değiliz
onunla anlayacağınız. Çok beğeniyorum yazdıklarını şaka bir yana. Örnek
alıyorum kendime kendisini ama taklit etmeye çalışmıyorum. Belki de bende bir
gün müsveddelerimden bir şeyler çıkartırsam hem bu konuda yardımını isteyeceğim
hem de biraz olsun onun izinden gidip
yaşatacağım Trakya insanını kendimce. Tebriklerimi sunuyorum buradan kendisine.
İnşallah kırılmaz, kızmaz, darılmaz. Sonuçta bende kendince bir şeyler yazmaya
çalışan 2013’ten beride yerel gazetelerde ara ara yazıları çıkan biriyim.
Affına sığınarak facebook’a yazdığı en
sevdiği sözü hatırlatıyorum Haluk Ecevit’e;
Aduket çekmek yasaktır
Deliyorum yasakları
Hadi ama Yanıkağıllı
Kırla maşatlıktaki kızanları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder