Bardağın hiçbir tarafından bakmayıp doldurup içenlerden olmaya
başladım son zamanlarda. Artık o eski iyi niyetimi kaybediyorum galiba.
Söylenmemiş sözcüklerim olduğunun farkına vardım. Aslında çok sıkmışım kendimi,
yüzlere vurulmamış kinlerim olduğunda anladım. Yüzüme baka baka omzumu sıka
sıka arkamdan konuşanların olduğunu görmezden geldikçe nasır bağlamış yüreğimin
zorla evde bıraktığı anılarını hatırladım.
Neden bu kadar iyi olmaya çalışmak zorundayım ki sonuçta bende
insanım. Aynı sofrada yemek yedik diye izin mi vermeliyim beni
hançerlemelerine. Çok kaba biriside sayılmam aslında ama neden yüzüme
konuşamadıklarını çok merak ediyorum. Şeytanın aklıma soktuklarını yapmak
istemiyorum ama başıma da ne geliyorsa meleklerin içime koyduklarından geliyor.
Şeytan masum kalıyor onların yanında.
Etrafta ne çok dönen dedikodu olduğunu güvenilir biri olduğunda
anlıyorsun. Karşı koyamadıkların orduyla üstüne gelmeye başlayınca aslında o
senin de gerçek sen olmadığını görebiliyorsun. Oysa ne kadar saftın kendi içinde
di mi? Karıncaya basamayacak kadar merhametli herkese yetecek kadar sevgi dolu,
paranı paylaşacak kadar saf, denize atacak kadar iyiliksever. Aslında değilsin
biliyor musun? Sen kendini ne kadar doğru bilirsen bil karşındakinin seni
gördüğü kadarsın. Belki onun için tuş’suz telefonsun, belki kolsuz kapısın,
belki de beyinsiz insansın. Ama gerçekte öyle değilsin. Öylesin işte. Hayır
değilsin aslında, ya da öylesin öylesin… Duydukların kadar sensin ve daha
fazlası olamayacaksın.
Zorlama artık kendini, biliyorsun sen de bu durumdan rahatsızsın.
Şimdi git o yamuk bacaklarınla kısa bir şort giy, istediğin gibi kestir
saçlarını, çillerini kapamak için sürdüğün fondöten’den vazgeç, biri kalk
gidelim diğeri biraz daha oturalım diyen şaşı gözlerinden çıkar o güneş
gözlüklerini, beyazpeynir gibi omuzları açıkta bırak,yırtık çorabını saklamaya
çalışmadan misafirliğe git, çürük dişlerin gözükecek korkusunu unutup kahkaha
at,yatarken kıçını açıkta bırak,tabakta yemek bırak,masada rakı bırak. Bir de sana yalvarıyorum ne olur bu
dedikoduyu bırak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder